 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
|
|
Giriş
Fotoğrafların büyük hallerini görmek için üzerlerine tıklayın.
FETHİYE-ÖLÜDENİZ
Yeryüzü Cenneti Doğal güzellikleri, zengin tarihi ve kültürel mirası ile Fethiye-Ölüdeniz dünya çapında haklı üne kavuşmuş bir yeryüzü cenneti.
"Aydınlıklar Ülkesi'nin el değmemiş bakiresi" Fethiye, Akdeniz'in içinde irili ufaklı adaların serpiştiği Fethiye körfezinde, arkası çam ormanlarıyla çevrili kuzeye açık bir koyda yer alıyor. Kaya mezarları ve kale önünden bir düzlüğe, Karagözler'den denize doğru iniyor. Ufkunu Şövalye Adası, Günlükbarı ve karşılarındaki dağlar oluşturuyor.
Fethiye, Persler, Likyalılar, Karyalılar, Romalılara ait eserlerin izlerini taşıyor. Kültürel zenginliği, doğal güzellikleri ve coğrafyası ile önemli turizm merkezlerinden.
Telmessos Efsanesi
Efsaneye göre tanrı Apollon, Finike kralı Agenor'un kızına sevdalanır. Fakat çok utangaç olan kız, Apollon'un aşkına bir türlü karşılık veremez. Bunun üzerine Apollon küçük bir köpeğe dönüşerek kıza kendisini sevdirir. Bir oğulları olur ve adını Likya dilinde "aydınlık ülke" anlamına gelen Telmessos koyarlar.
Ölüdeniz
"Tanrının Dünyaya bahşettiği cennet" olarak adlandırılan Ölüdeniz, ülke dışına taşan ünü ile dünyaya mal olmuş bir turizm merkezi. Çarpıcı güzelliğe sahip Ölüdeniz, adı gibi sakin ve kıpırtısız. Fethiye'ye 14 km uzaklıktaki Ölüdeniz, çamların arasında uzanan yoldan sonra mavisiyle birden bire çarpıyor insanı. Belcekız koyu ve bu koyun içinde uzanan kumsalı yürüdüğünüzde eşsiz Ölüdeniz'i görüyorsunuz. Ölüdeniz, büyülü gibi kıpırtısız... Dibinde tek bir yosun bile yok. Bembeyaz kumlarla örtülü. Suyun ve dibindeki kumun kırdığı ışık ünlü turkuaz rengini veriyor Ölüdeniz'e... Kıyılara kadar uzanan yemyeşil çam ormanları, içinde yeşilin, mavinin ve morun her tonunun görülebileceği ılık denizi, uzun kumsalı ile Ölüdeniz bir dünya harikası. Son yıllarda, 1975 m. yükseklikteki Babadağı'nın doruklarından paraşütle atlayanlar, dünyanın en nefes kesici manzarasıyla karşılaşıyor. Yılın on ayı denize girme olanağı sunan bu eşsiz koyda çok sayıda turistik tesis, restoran, alışveriş merkezi ile üniteler bulunuyor.
Belcekız Efsanesi
Buradaki koya adını veren Belcekız bir efsaneye dayanıyor. Eski çağlarda buralardan geçen gemiler açıkta demirler ve içme suyu almak üzere kıyıya sandalla çıkarlarmış.
Bir gün yaşlı bir kaptanın genç, yakışıklı oğlu su almak için koya çıktığında güzel Belcekız'ı görmüş. Görür görmez de birbirlerine aşık olmuşlar. Ama delikanlı suyu alıp dönmek zorundaymış. Gemi uzaklaşıp gitmiş. Belcekız hep kıyıya bakmış, sevgilisinin yolunu gözlemiş. Delikanlı da geminin buralardan her geçişinde su almaya gelir, görüşürlermiş. Bir gün buradan geçerken fırtına patlamış. Delikanlı, babasına burada korunaklı bir koy olduğunu söylemiş. Babası ise delikanlının sevgilisini görmek için gemiyi parçalamayı göze aldığını düşünmüş. Fırtınayla birlikte kavga da büyümüş baba-oğul arasında. Gemi tam kayalara çarpacakken baba bir kürek darbesiyle oğlunu denize atmış ve dümene yapışmış. Ve tam o sırada durumu kavramış. Deniz dönerek çarşaf gibi bir koya girmekteymiş. Oğlan orada ölmüş. Kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız da kayalara atlayıp ölmüş. İşte o günden beri kızın öldüğü yere Belcekız, delikanlının öldüğü yere de Ölüdeniz denmiş.
Gece Hayatı
Fethiye'de gece hayatı çok canlı. Barlar sokağı yaz aylarında bambu sandalyeli kafe-barlar, Irish publar, türkü barlardan tutun da, diskolara kadar pek çok seçenek sunuyor. Çalış civarında kuytu barlar keşfedebilir, yerel müzik gruplarının canlı performanslarını izleyebilirsiniz. Klasikleşmiş Bülent Ortaçgil, M.F.Ö parçaları çalıp söyleyen gruplar ilginizi çekebilir. Fethiye'nin alternatif mekanlarda var. Bunlar ilginç dekoruyla ve canlı müzik programlarıyla yabancı ziyaretçilerin de beğenisini topluyor. Bir zamanlar bu tür barlarda program yapan Athena, İngiliz ziyaretçilerden de çok alkış alıyordu. Gece hayatını seviyorsanız, otellerin barlarını da ziyaret etmeyi unutmayın. Sürpriz programlar ve animasyonlarla karşılaşabilirsiniz.
Tlos Antik Kenti
Tlos, Fethiye'ye 35 km. uzaklıktaki Yaka Köyü'nde yer alıyor. Kent geniş bir alana yayılmasına karşın, kalıntılar akropol ve çevresinde odaklanmış. Kente girişindeki akropolün hakim görüntüsü hayli etkileyici. Yaklaşık 500 rakımlı dik yamaçlarla doğal açıdan korunaklı akropol tepesinin çevresi, yer yer sur duvarları ile de korunmuş. Akropolün kuzeydoğu yönündeki erken döneme ait sur duvarları ile kaya mezarları Likya kültürünün örneklerinden. Tlos, Likya Federe Birliğinin 6 büyük kentinden biri ve birliğin spor merkeziymiş. Uçan kanatlı atı Pegasus ile ünlenen Mitolojik kahraman Bellaforonte'nin yaşadığı kent olarak biliniyor. Likya bölgesindeki en eski kent olduğu ve kuruluşunun M.Ö. 2000'lerden önceye dayandığı arkeoloji kazıları ile tespit edilmiş. Kent akropolünün doğal kayası üzerinde oluşturulan mezarlığı, Likya'nın en güzel ev tipi mezarları ile süslenmiş. Nekropoldeki kral tipi mezarın ise Bellaforonte'ye adandığı biliniyor.
Pınara Antik Kenti
Pınara antik kenti, Fethiye'ye 45 km. uzaklıkta Minare Köyü yakınında bulunuyor. Likçede Pinale veya Pınara "yuvarlak" anlamına geliyor.
Mitolojiye göre Xanthos'un nüfusu çok artınca yaşlılardan bir grup kentten ayrılarak Kragos Dağı'nın eteklerinde yuvarlak bir tepe üzerinde Pınara Kenti'ni kurmuşlar. Bölgedeki ilk güzellik yarışmasının yapıldığı kent olarak biliniyor ve tanrıça Afrodit'e adanan ilginç mimari özellikteki tapınağı ile önem kazanmış. Yüzlerce "güvercin yuvası" biçiminde hazırlanmış halk tipi mezarları Nekropolis'ini benzersiz kılıyor. Kentten günümüze ancak kaya mezarı ve lahit mezarlar ile sur duvarları, hamam, tiyatro, agora, odeon gibi yapıların kalıntıları ulaşmış. Birkaç büyük deprem geçirmiş kent M.S. 8.yüzyıldan sonra önemini bütünüyle yitirmiş.
Kelebekler Vadisi
Ölüdeniz 'den 3-4 mil uzaklıkta, etrafı 350 m. yükseklikte dağlarla çevrili bu ilginç kanyon adını, temmuz-eylül ayları arasında görülen "Jarsey Tiger" adlı kelebeklerden almış. Duvarlarının cennete dokunduğu söylenen Kelebekler Vadisi, dik ve derin bir vadi tabanında on hektarlık bir düzlükte yer alıyor. Vadiye karadan tek iniş yolu var. İkinci bir alternatifi de meşhur patikasından ya da deniz yoluyla gelmek. Kelebeklerinin yaklaşık tamamının bir arada bulunduğu bir açık hava müzesi gibi. "Arctidae" familyasının en güzel üyelerinden olan "kaplan kelebeği" cinsinin yüzlerce kelebekle koloni halinde bulunması (özellikle haziran ve ekim aylarında) izleyenleri hayran bırakıyor. Vadide kış mevsiminin sonundan itibaren dokuz-on ay süresince, kelebeklerin yaşam sürecini izlemek mümkün. Bu açık müzede şimdilik yaklaşık 35 gündüz, 40 da gece kelebeği saptanmış. Yaz kış akan küçük şelale, geniş kumsal, tertemiz deniz, pırıl pırıl çakıl taşları ve çevreyi süsleyen pembe zakkum çiçekleri ile küçük bir yeryüzü cenneti olan koy, dünya gezginlerinin buluşma yeri. Kelebek Vadisi'ni çok az kişi biliyor. Vadiye, Fethiye / Ölüdeniz'den 30 dakikalik bir yolculukla ulaşılıyor. Bu yolculuğun sonunda sizi Akdeniz'in turkuaz rengi ile yeşilin kaynaştığı sessiz bir sahil bekliyor. Sahildeki tek yapı, vadinin konuklarının yemek ve içecek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuş ahşap bir restorandan ibaret. Bu restoran, vadide çadırlı kamp alanı, restoran, bar, roof, duş, kabin gibi olanaklar sunuyor. Vadiye adını veren kelebeklere ulaşmak ise otlar, böcekler ve kelebekler arasında yapacağınız tehlikeli bir yolculukla mümkün.
Hayalet Şehir Kayaköy
Kayaköy, mimari yapısıyla, dar sokaklarıyla, kiliseleriyle ülkemizdeki turizm merkezleri arasında önemli bir yer tutuyor. Bir zamanlar Türklerle Rumların birlikte yaşadığı Kayaköy, Fethiye-Ölüdeniz arasında 65 metre yükseklikte bir tepenin yamacına ve onun önündeki "Kaya Çukuru" denen ovaya yayılmış bir yerleşim yeri. Araştırmalar Kayaköy'ün antik Karmillassos üzerine kurulduğunu gösteriyor. Antikragos dağlarında bulunan kaya mezarları günümüze kadar sapasağlam gelebilmiş. Kayaköy, kimi kaynaklara göre 11. kimilerine göre ise 14. yüzyılda bölgede yaşayan Rumlar tarafından Likya uygarlığının kalıntıları üzerine kurulmuş. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde de sözü geçen ve Rumca ismi Levissi olan Kayaköy, 20. yüzyılın başına kadar zengin bir kent olarak yaşamını sürdürmüş. 6500 kişilik nüfusa ulaşmış olan köy, kiliseleri, eczane, hastane ve hekimleri, okulları, postanesi, ve zanaat atölyeleri ile yörenin en büyük sosyal ve ticaret merkezi konumuna gelmiş. Aynı zamanda basımevi bulunan köyde yörenin tek gazetesi çıkarılmaya başlanmış.
1922 yılında Türkiye ve Yunanistan hükümetleri arasında yapılan "değişim anlaşması" gereğince, Kayaköy'de yaşayan Rumlar ile Batı Trakya'da yaşayan Türkler karşılıklı olarak göç ettirilmiş. Yöreye gelen Türkler, çevre ve yaşam koşullarına uyum sağlayamadıkları için yamaçta bulunan evlere değil de Kayaköy'ün önündeki düzlüğe ya da başka kentlere yerleşmişler. Kentin aşağı mahallesindeki "Panayia Pirgietissa" kilisesi ile, yukarı mahalledeki "Taksiyarhis" kilisesi önemli mimari örnekler olarak halen ayakta. Buna karşın 2000 kadar taş ev, şapeller, çeşitli atölyeler, okullar, hastane binası, kütüphane ve diğer amaçlı binalar fiziksel koşullara direnememiş ve hayalet köy görünümünü almış. Ancak hemen hemen tüm evlerin taş duvarları, köşe ocakları, taş ocakları, spiral tuvaletleri, sarnıçları, çakıl taşlı döşemeleri, taş yolları, sokakları ve meydanları kentin kültür zenginliğini gösteriyor. Bugünkü Kayaköy ise kimi mütevazi pansiyonları ile turistlere hizmet veriyor.
Fethiye Kalesi
Şehrin güneyinde yükselen kalenin, Aziz John'un şövalyelerine ait olduğu sanılıyor.
Şehrin ilk kurulduğu yer olan kale, bir surla çevrili. Bugün bu surların altında Roma, üzerinde de Orta Çağ'da yapılan surlar görülüyor. Rodos Şövalyeleri bu kaleyi kullanarak bölgeye hakim olmaya çalışmışlar ve limandaki Şövalye Adası'nı kullanarak şehri denetim altında tutmuşlar. Duvarlara oyulmuş birkaç yazı, tarihi belirsiz bir sarnıç dışında, tepenin doğu yüzünde küçük ve basit iki kaya mezarı bulunuyor.
Kadyanda (Cadianda) Antik Kenti
Fethiye'ye 24 km. uzaklıktaki Üzümlü Beldesi'nin güneydoğusunda bir tepede kurulu.
Antik Çağda Kaunos-Araxa yolu üzerinde bulunuyordu. Likya Federe Birliğine en son katılan kent olarak biliniyor. Kadyanda örenyerinde, kenti çevreleyen sur duvarının bir bölümü, kaya mezarları ve Likçe kitabeler bulunuyor. Bunlardan ayrı olarak, Roma Döneminde de onarım görerek kullanılmış Helenistik dönem tiyatrosu, hamam, koşu pisti, agora, hangi tanrıya ait olduğu bilinmeyen tapınak kalıntısı ve yoğun sivil yapı izleri, Kadyanda örenyerinin Antik dönemde yerleşim geçirmiş tam bir kent özelliğini ortaya koyuyor.
SPORTİF ETKİNLİKLER
Outdoor ve Spor Olanakları
Fethiye, doğa sporları meraklıları için ideal bir yer. Bu bölgede hem Akdeniz'de yaygın olan su sporları yapılıyor, hem de ilginç macera sporları. Paragliding, scuba, rafting, jeep safari, kanoculuk, binicilik, parasail, trekking bu etkinliklerin en önemlileri.
Babadağ"da paragliding yapmak da, yapanları izlemek de ayrı bir keyif. Burada düzenlenen toplu etkinlikler ve yarışmalar, bölgeye büyük canlılık kazandırıyor. Fethiye limanında pek çok tekne Ölüdeniz ve çevresine turlar düzenliyor. Bu günübirlik turlarla çevredeki mağaraları, koyları, plajları ve tabii ki Kelebekler Vadisi'ini keşfetmeniz mümkün. Karayolu seçeneğinin tadını ise jeep safariyle çıkarabilirsiniz. Fethiye ve çevresinin az bilinen güzelliklerini maceralı bir yolculukla keşfe çıkabilirsiniz. Scuba ile ilgilenenler için doğru adres, Fethiye. Yine marinada, scuba dalışları için turlar düzenleyen tekneler bulunuyor. Fethiye'nin tertemiz denizi, pek çok gizli güzelliğin de yuvası. Sualtı zenginlikleri; bitki örtüsü, deniz canlıları ve tarihi kalıntılardan oluşuyor. İlginç jeolojik yapı da gözlemlemeye değer. Rafting için Dalaman Nehri tercih ediliyor. Fethiye'den turlarla buraya gitmeniz mümkün. Tamamen güvenli bir parkur. Turlar size gereken gereçleri sağlıyorlar. Eşen Çayı üzerinde kayaking ve kanoculuk yapılıyor. Okaliptus ağaçlarının çevrelediği bu muazzam alanda, gerçek bir kano keyfi yaşayabilirsiniz. Yatçılıkla ilgilenenler de doğanın iltimas geçtiği bu harika ilçeden vazgeçemiyorlar. 35 kilometre ilerideki muhteşem Göcek Koyu, yat limanıyla işlek bir yer. Doğayla içiçe olan şirin Göcek ile Fethiye arasında da tekneyle gezmeye doyamayacağınız muhteşem koylar var.
Yamaç Paraşütü
Fethiye'de seyahat acentaları tarafından, 1975 metre yükseklikteki Babadağ'ın doruklarından gerçekleştirilen yamaç paraşütüne ilgi, tüm dünyada bir çığ gibi büyüyor. Termik noktalarının zengin ve yaygın olması, atlayıştan sonra, daha da yükselerek deniz üzerinde uçabilme özelliği, çevredeki bitki örtüsünün zenginliği, doyumsuz güzellikteki Ölüdeniz manzarası, denize sıfır inen tatlı bir eğim ve daha pek çok nedenle Babadağ, rakipsiz bir yamaç paraşütü merkezi konumunda.
Babadağ
Türkiye'de yamaç paraşütünün ilk yapıldığı yer olan Ölüdeniz dünyaca ün yapmış. Eşsiz doğası, güneşi ve denizi her sene binlerce yerli ve yabancı turisti büyüleyen bölge her çeşit outdoor aktivitesine uygun yapıda. Çevrede tekne turları ayrıca ilgi çekiyor. Babadağ yaz kış trekking ve kampçılık alanı olarak tercih ediliyor.
Fethiye sınırlarında yer alan Babadağ deniz kıyısından 7 km içeride. Ölüdeniz kumsalının hemen arkasında yükseliyor ve tam güneye bakıyor. Kalkış pistine Ölüdeniz'den 45 dakikalık stabilize ancak düzgün sayılabilecek yolla ulaşılıyor.
Babadağ da toplam üç pist bulunuyor. 1700 metre güney pisti kalkış için çok müsait. 1800 metrelik kuzey pisti biraz küçük ve dik. 1900 Metre kuzey zirve pistinin kalkış alanı oldukça rahat. Genelde 1700 metrelik pist, günün büyük bölümünde, tam karşıdan güney rüzgarı aldığı için genelde buradan uçuluyor. Ölüdeniz kıyısındaki Belcekız plajı, uzun ve genişliği ile oldukça rahat ve güvenli bir iniş alanı.
|