Travel Guide Logo
 
 

Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih Ve Kültür
Yöresel Tatlar
Assos'da Alışveriş
Nasıl Gidilir
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir.doc
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir
Tarih ve Kültür
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir
 
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir
 
Giriş
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir?
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir?
 
Giriş
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir?
 
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Antik Kentler
Yöresel Lezzetler
Alışveriş
Nasıl Gidilir?
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Antik Kentler
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir?
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir?
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir?
 
Giriş
Tarihçe
Çevre
Tarih ve Kültür
Yöresel Tatlar
Alışveriş
Nasıl Gidilir?
Giriş

KAŞ

Dantel koyların gölgesinde Kaş, Akdeniz'in billur mavisi sularını, altın sarısı kumsal ve güneşle buluşturan, adına yakışan gizemi cennete dönüştüren tatil yöresi...

 

Likya bölgesinin küçük ama önemli liman kenti Kaş. Antik kent Antiphellos'un en güzel kalıntılarından biri olan tiyatro ve kaya mezarları ile sokaklarında çok sayıdaki cafe, restoran ve eğlence merkezleriyle renkli bir tatil yöresi. Akdeniz'de Meis Adası ile karşı karşıya bulunan Kaş, 70 km sahil uzunluğu ile ayrıcalıklı coğrafyasının tüm zenginliğini gözler önüne seriyor.

 

Denize kıvrım kıvrım uzanan bir yarımadanın içinde kalan koya kurulmuş antik kent, günümüzde tatilcilerin gözde merkezlerinin başında yer alıyor. Yöre halkı '' Ah bir de kumsalımız olsaydı'' diye üzülse de Kaş, plaj sorununu günübirlik Kekova turu ile halletmiş. İlçede tatil yapanların bir kısmı, sahildeki kayalıklardan denize girerken, diğer bölümü püfür püfür esen teknelerde, gün boyu süren Kekova turuna çıkıp değişik koylarda turkuaz mavisi renkte, içilesi berraklıktaki sularda yüzüyor.

 

Antiphellos antik kenti üzerine kurulmuş olan Kaş'ta kentin içindeki tarihi kalıntılar gündelik hayatın bir parçası olmuş. Limana inerken alışveriş merkezinin karşısındaki lahit, turistlerin gözdesi. Kimse o lahti görmeden gitmiyor Kaş'tan. Likya tipi bu lahit, Kaş'ın adeta simgesi.

Helenistik tiyatro, bugün Kaş'ın batısında, Çukurbağ Yarımadası yolu üzerinde yer alıyor. Tiyatronun kuzeydoğusunda ise kentin nekropolü bulunuyor. Giriş duvarlarında kadın figürleri var. En önemli caddesi, Akdeniz mimarisi özelliklerini karakteristik biçimde yansıtan Uzunçarşı. Evlerin birçoğu ikamet amaçlı kullanılıyor. Çevrede ilgi çeken başka bir nokta ise evlerin dış yüzeylerini kaplamış olan Akdeniz yöresine özgü begonviller.

 

Antik Kentler

Sidyma

Patara yakınlarındaki Sidyma, Dodurga Köyü çevresinde. Geç antik çağ kalesi izlenimi veren akropolisin kuzeyinde mezarlar, lahitler ve tiyatro yer alıyor. Stoa, agora, tapınak, hamam,Likya mezar anıtları gibi iyi durumdaki kalıntılar ise kentin merkezinde.

 

 

 

Letoon

Kumluova Köyü'nün yakınlarında yer alan Letoon kenti en eski yerleşim birimlerinden biri.

Kentin tarihi M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanıyor. Antik kentin merkezinde yanyana dizilmiş Tanrıça Leto, Artemis ve Apollon'a ait üç tapınak bulunuyor. Efsaneye göre Tanrıça Leto, Zeus'tan hamile kalır. Çocukları Artemis ve Apollon'u doğurduktan sonra yıkamak için Letoon kaynağına gelir. Halk çocuklarını yıkamasına izin vermeyince Tanrıça, hepsini kurbağaya çevirir. Bugün Letoon sular altında ve her yer kurbağaya kesmiş durumda. Ayrıca örenyeri içindeki stoalı çeşme yapısı ve Helenistik devir tiyatrosu da kentin tarihi zenginlikler arasında.

 

Patara

Kaş'a 41 km. uzaklıkta bulunan Patara'daki (Ovagelmiş) antik kent, limanın doğu yakasında geniş bir alana yayılmış. Kent ve limanı, yaklaşık 3 km. uzunluğundaki vadinin girişinde yer alıyor. Patara Limanı, Xanthos (Eşen) Çayı'nın getirdiği alüvyonlarla dolunca bugünkü görünümünü almış. Kentin adından ilk kez Herodot söz ediyor. Rivayete göre Patara, kentin kurucusunun adı. Şehrin tarihi M.Ö. 5. ve 6. yüzyıla kadar uzanıyor.

 

Şehir Bizans Dönemi'nde önemli bir konum edinmiş. "Noel Baba" olarak adlandırılan Saint-Nicholas Pataralı, Hz.İsa'nın havarilerinden Saint Paul, Roma'ya gitmek için Patara'dan gemiye binmiş ve Patara, Erken Hıristiyanlık Dönemi'nde Piskoposluk merkezi olmuş.

 

Patara'ya girilirken yol üzerinde Likya tipi Roma Devri mezar anıtları görülüyor. Girişte üçgözlü Zafer Takı, sular altında kalmış üç nefli Liman Kilisesi ve Hurmalık Hamamı'nın kalıntıları bulunuyor. Bunun 100 m. ilerisinde son kazılarda Likya şehirleri arasındaki uzaklığı gösteren yol kılavuzu bulunmuş. Kılavuz, dünya karayollarının en eski ve en kapsamlı yol levhası. Antik kentte yer alan Vespasianus Hamamı M.S. 69-79 yılında inşa edilmiş. Hamamın yanındaki patika izlenirse, Patara' nın mermer döşeli ana caddesine ulaşılıyor. Caddenin ilerisinde ise Bizans Kalesi'nin geniş duvarları ile karşılaşılıyor. Bu kalenin doğusunda Korint Tapınağı ve batı ucunda Bizans Kilisesi yer alıyor.

Bir yamacın eteğine kurulmuş, M.Ö. 2 yüzyıl tarihlenen Patara Tiyatrosu ortalama 10.000 kişilik. Tiyatronun kumla kaplı olan bölümleri temizlenerek yapı ortaya çıkarılmış. Patara antik kentinde yapılan arkeolojik kazı çalışmaları halen devam ediyor.

 

Patara aynı zamanda 18 km. uzunluğu (en dar 280 m. en geniş bölümü 1500 m. ulaşan ölçümü) ile Türkiye'nin en uzun kumsalına sahip. Koruma alanı ilan edilen Patara plajı Caretta-Caretta deniz kaplumbağalarının üreme alanı. Bölgede, Caretta-Caretta'ların üreme dönemlerinde kaplumbağaların ekolojik ortamlarının devamı için, koruma tedbirleri titizlikle uygulanıyor.

 

Kekova

Doğa ile tarihin bütünleştiği ve turkuaz denizin binlerce koyla çevrildiği bir yeryüzü cenneti Kekova. Dalyanağzı'ndan deniz yoluyla yarım saatlik mesafede yer alan Kekova bölgesi, aynı zamanda yörede yer alan antik şehir ve koyların genel adı. Türkiye'nin Akdeniz kıyısındaki en büyük adası olan yöre, Üçağız ve Kale yerleşimleriyle birlikte anılıyor.

Kekova bölgesinin bu koyları, her mevsimde doğal liman görevi üstlendiği için yatçıların en favori kıyılarından aynı zamanda. Kekova Adası'nın kuzey sahili boyunca, antik Apollonia kentinin M.Ö. 4. yüzyıla ait yazlık yalıları, yer yer su içinde görülebiliyor. Tarih içinde yörede oluşan tektonik olaylar bazı yalıların deniz seviyesinin altında kalmasına yol açmış. Simena (Kaleköy) Kalesi bu berrak sularda gezinen yatların, sayısız koyların ve adaların kuşbakışı seyredilebileceği en iyi yer.

Kekova Adası

Bölgeye adını veren Kekova Adası, Simena'nın tam önünde. Kaş-Demre arasında yer alıyor. Akdeniz'de Üçağız Köyü karşısında, kıyıya 500 m uzaklıkta olan adada bulunan batık antik kent görülmeye değer. Simena'dan tekneyle 10 dakikalık uzaklıkta. Ada üzerinde bulunan Tersane Koyu'na tekneyle ulaşılabiliyor. Batık Şehir üzerinden teknelerle geçerken su altında kalan şehrin izlerini ve merdivenleri görebilirsiniz. Bölge koruma altında alınmış ve buradan dalmak yasak.

 

Theimussa (Üçağız)

Kaş'a 36 km uzaklıktaki Theimussa, (Üçağız) üç tarafı denizlerle çevrilmiş koyları ile doğal bir barınak gibi. Yat turizmi açısından önem taşıyan Theimussa (Üçağız) deniz yoluyla Simena (Kaleköy) ve Kekova Adası'na ulaşım sağlıyor. Kentin tarihinin, bir kitabeden M.Ö. 4. yüzyıla kadar indiği anlaşılıyor. Theimussa'da daha çok mezar kalıntıları yer alıyor. Görülmesi gereken kalıntılar, kayalık alçak bir tepe üzerinde yer alan kale, bugün denizin içinde kalmış olan sur parçası ve kentin doğu ucundaki kayalar oyulmuş iskele.

 

Simena (Kaleköy)

Eski Simena antik kenti üzerine kurulmuş olan Kaleköy, bir yarımada. Ulaşım teknelerle sağlanıyor. Güzelliğini, tarihi, denizi ve güneşinden alan Simena'ya Üçağız'dan deniz yoluyla da ulaşılabiliyor. Karşısındaki Kekova adasında bulunan ve Akdeniz'in büyüleyici mavisinin altında yer alan batık şehir ve antik kalıntılar görülmeye değer. Tarihi Likya uygarlığına kadar uzanan Simena'da pek çok uygarlık kalıntılarına rastlamak mümkün. Kayalara oyulmuş tiyatro ve surlar bunlardan yalnızca birkaçı.

 

Myra (Demre)

Demre'ye birkaç kilometre uzaklıkta olan Myra, denize bakan kayalar içine oturtulmuş bir kent, belki de türünün Anadolu'daki en güzel örneklerinden. Geniş bir alana yayılmış kalıntılar, mezarlar ve Likce yazıtlardan M.Ö. 5. yüzyıla kadar uzanan eski bir kent olduğu anlaşılıyor. Myra'da yer alan Yunan-Roma tiyatrosunda 35 oturma sırası mevcut. Sahne binası ikinci kata kadar kısmen ayakta kalmış. Halen orkestranın içinde bulunan mermer blok binanın gösterişli cephe mimarisine ait. Myra Nekropolü, mezar yapılarının çeşitliliği bakımından mimarlık tarihi içinde önemli bir yer tutuyor. Tiyatrodaki Deniz Nekropolü ve tepenin doğusundaki Nehir Nekropolünde bulunan ev, tapınak ve lahit şeklindeki mezarlarda Likya'nın geleneksel ahşap mimarisinin uyarlanmış biçimleri görülüyor. Hadrian tarafından yaptırılan, içinde tahıl ambarı da bulunan Andriake limanının Myra ile bağlantısı bulunuyor.

 

St Nicholas Kilisesi

Yaygın olarak Noel Baba olarak bilinen St. Nicholas M.S. 245'te Patara'da doğmuş ve M.S. 363'de ölmüş. Zengin bir ailenin iyi eğitilmiş oğlu olan St.Nicholas hayatını insanlara özellikle de çocuklara ve denizcilere yardıma adamış. Bu yardımlarının sağladığı ünü, bugüne dek Noel Baba efsanesi olarak gelmiş ve halen güncelliğini koruyor.

Demre rahibi olarak insanlara dini ve sosyal yardımlarda bulunan St. Nicholas ölünce Demre'ye gömülmüş ve mezarının yanına adına bir kilise inşa edilmiş. 1080'de İtalyan korsanlar mezarından bazı kemikleri Bari'ye kaçırmışlar. Ancak kalan bazı kemik parçaları bugün Antalya Müzesinde yer alıyor. İlki 5-7 Aralık 1983 yılında yapılan Noel Baba sempozyumu, o günden beri değişik din ve eğilimlerden gelen insanların katılımıyla her yıl tekrarlanıyor. Bu sempozyumda St. Nicholas'ın çizgisinden gidilerek değişik din ve inançlardan insanlara barış, dostluk ve kardeşlik çağrısı yapılıyor.

 

Myra Kaya Mezarları

Noel Baba kilisesinin kuzeyinde kayalara oyulmuş mezarlar bulunuyor. M.Ö.5. yüzyıla tarihlenen Myra antik kentinin içinde yer alan mezarların çoğunda kabartmalar ve kitabeler mevcut. Buradaki en ilginç mezar ise her iki yanında İyon tipi sütun bulunan ve kapısının üzerinde kabartmalar bulunan kaya mezarı.

 

Bezirgan Yaylası

Denizden yüksekliği 500 m. olan Bezirgan Yaylası, Kalkan'a seyahat edenlerin görmesi gereken yerlerden sadece biri.

Acentaların düzenledikleri turlarla buraya ulaşmak mümkün.

Bezirgan'da muhteşem bir manzara sizi bekliyor. Altınızda minik minik adalarla kendinizi uçakta gibi hissediyorsunuz. Avuç içi gibi görünen Kalkan koyundaki çam ormanı arasından zirveye doğru 20 km çıkınca yol ikiye ayrılıyor. Soldaki yolla Bezirgan Köyü'ne ulaşılıyor. Köyün sınırında dik, saç kaplı çatıları olan küçük ahşap evler var. Birbirine çok yakın ahşap merdivenli bu iki katlı evler, buğday saklamak için kullanılıyor. Turistler için köy çevresi ve Bezirgan-Ambar arası at turu düzenleniyor. Yörede köy pansiyonları da bulunuyor.

 



© 1996 - 2009 Travel Guide