Denizin Çağrısı
Gökçeda'nın Kuzu Limanı'nda Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma batık kalıntıları bulunuyor.
Mermer Feneri ile Anadolu yakası arasında kalan bölgede devasa çapalar ve gemi kalıntılarına rastlanıyor. Eşşek adası civarındaki Orfoz ve Karayer adaları da her türlü canlıyı görülebileceği dalış noktaları. Mermer Burnu, Tuz Burnu'nun güney sahilleri serbest dalıcılık için uygun. Çanak limanı, Bakla Taşı ve Pınar Dere Gökçeada'nın diğer dalınabilir noktalar.
Gökçeada Sualtı Parkı
1989 yılında Türkiye'nin ilk sualtı parkı olarak kurulan Gökçeada Sualtı Parkı, bir yandan yüzlerce canlı türüne ev sahipliği yaparken, diğer yandan da meraklılarına deniz altında görsel bir şölen sunuyor.
Kirlenen denizlere inat yüzlerce tür canlıyı içinde barındıran Gökçeada Sualtı Parkı, orfozlardan sinaritlere, levreklerden mercanlara, yunuslardan Akdeniz foklarına, yassı köpekbalıklardan kaplumbağalara kadar birçok deniz canlısının meskeni.
Bitki örtüsü yeryüzünü aratmayacak kadar renkli. Sonsuzluk duygusu uyandıran uçsuz bucaksız deniz çayırları ve tükenmekte olan süngerler de varlığını koruma altına alınan parkta sürdürüyor. Adeta bir açık deniz laboratuarı görünümündeki parkta çok sayıda flora ve fauna türünün yanında, aralarında beyaz ve mavi köpekbalıkları, boz ve camgöz köpekbalıkları ve vatozların da bulunduğu 36 tür kıkırdaklı balık, 178 omurgasız hayvan, 11 deniz memelisi, 38 yosun türünün yer aldığı 350 deniz canlısının yaşadığı biliniyor Bugüne kadar saptanan sünger çeşidi sayısı da 49. Sualtı parkı yüzmek dahil her türlü aktivitenin son derece sınırlandığı, bir anlamda yasaklandığı bir çekirdek bölge ile onu çevreleyen tampon bölgelerden oluşuyor. Tampon bölgelerin sınırları deniz üzerinde bulunan ışıklı şamandıralarla belirleniyor. Tampon bölgeler ancak bir "rehber eşliğinde" ziyaretçilere açık. Rehber eşliğinde tüplü ve tüpsüz dalış da yapılabilen bu bölgede her türlü balıkçılık, sörf, jet ski, motorlu tekne geçişi yasak. Ayrıca kıyı bandı da kapalı. Sadece eğitim ve dalış grupları için açılabiliyor.