Osmanlı İzleri
Bursa / Marmara Bölgesi

Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin mekansal ve mimari özelliklerini günümüze kadar taşıyan Bursa, benzerlerine az rastlanır bir kültür ve tarih mirasına sahiptir.

Türkiye’nin beşinci büyük kenti olan Bursa, Güney Marmara bölgesinde yer alır. 1326 yılında Bizanslı’lardan alınıp ilk başkent olması dolayısıyla Osmanlı izlerinin en yoğun görüldüğü yörelerden biridir. Doğal zenginlikleri, yeşil dokusu, şifalı suları, yaz ve kış turizmine olanak veren yapısının yanı sıra, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin mekansal ve mimari özelliklerini de günümüze kadar taşıyan Bursa, benzerlerine az rastlanır bir kültür ve tarih mirasına sahiptir.

27 arkeolojik, 1 doğal, 3 kentsel Sit alanına, 2042 adet korunması gereken anıtsal yapıya sahip kent, yeşil dokusu, pınar suları ve şifalı kaplıcaları ile Yeşil Bursa olarak da tanınır. Bursa’da Roma ve Bizans dönemlerinden günümüze ulaşabilmiş yapı olmamasına rağmen Osmanlı’nın ilk 200 yıllık döneminde diğer kentlere göre büyük gelişmeler göstermiş olması nedeniyle, birçok mimari yapı ile süslenmiş, devrinin tanınmış medreseleri ile bilim aleminin merkezi olmuştur.

Kentin eteklerinde kurulduğu Uludağ (Olympos Dağı), tarihteki ilk hıristiyan keşişlerin inzivaya çekildikleri yerleşim yerlerinden biridir. Bursa’nın ilçelerinden biri olan İznik ise bugün Vatikan ve Kudüs’ten sonra en önemli hıristiyanlık merkezi olarak kabul edilmektedir. Tarihte “Bithynian Olympos” ve Osmanlı döneminde “Keşiş Dağı” olarak adlandırılan Uludağ, jeomorfolojik yapısı, doğal bitki toplulukları ve kış sporlarına uygunluğu nedeniyle Türkiye’nin en büyük kış sporları merkezi halini almıştır. 7500 adetlik Türkiye’nin kış turizmi yatak kapasitesinin önemli bir bölümünü barındıran Uludağ’ın deniz seviyesinden yüksekliği 2534 m’dir. Yüksek tepeleri arasında Zirvetepe, Kuşaklıkaya ve Şahinkaya sayılabilir. Yaklaşık 2000 metrede buzul taşlar ile Kilimligöl, Karagöl ve Aynalıgöl yer alır. Alt kademelerden zirveye doğru değişen iklimsel özellikler ise dağın biyolojik çeşitlilik açısından zenginleşmesine yol açmıştır. Çok ender rastlanan bir tür olan Apollon kelebeklerin barındığı nadir yerlere biridir aynı zamanda.

Yaklaşık otuzu yalnızca burada yayılma gösteren, yüzün üzerindeki bitki örtüsü, Uludağ’ın kış sporlarının yanı sıra doğa gözlemcileri ve botanik meraklıları için de önemli merkez haline gelmesine sebep olmaktadır. Her yılın Kasım ayından Mart ayına kadar süren kar yağışı ve kayak mevsimi Nisan ve Ağustos aylarında bir çiçek şenliğine dönüşür. Kirazlı Yayla ve Sarı Alan mevkileri yaz aylarında trekking, doğa sporları ve kamp yapmak için cazip bir yerleşim sunar.


Uludağ’da toplam 13 lift ve snow track ile ezilebilen 15 pist bulunmaktadır. Ayrıca çok geniş olan arazide istenilen yerden kayılabilmektedir. İznik gölü, Marmara Bölgesi’nin en büyük gölüdür. Bölgenin en temiz suyuna sahip olmasının yanı sıra kamp, olta balıkçılığı, trekking ve su sporları yapmak için ideal bir konumda bulunan İznik (Nikaia), aynı zamanda hıristiyan izlerinin yoğun bulunduğu bölgelerden biridir. Roma, Bizans ve Osmanlı etkilerinin görüldüğü İznik’te Prehistorik dönemden Arkaik döneme kadar çeşitli bulgulara rastlanmıştır. İznik Müzesi’nde, tiyatro ve diğer arkeolojik kazılardan çıkarılan 2000’i aşkın arkeolojik eser, 300 sikke, 500 İznik çinisi ve seramiği ile 150 adet etnografik eser sergilenmektedir. Güney Marmara’da kıyıya doğru gidildikçe nefis sahiller göz çarpar. Sahil şeridinde yer alan Bandırma, Erdek, Gönen, Kyzikos, Marmara Adası, Mudanya ve Yalova ve içlerde yer alan Manyas Kuş Cenneti bol oksijenli havası, ılıman iklimi ve temiz denizi ile keyifli tatil alternatifleri sunarlar.

Bir yarımada şeklinde Marmara’ya uzanan Erdek uzun sahil şeridi ve ılıman ikliminin yanı sıra Kapıdağ ormanında yer alan yürüyüş ve bisiklet parkurları ile de sportif bir tatil müjdeler. Erdek yoluna 9 km. uzaklıkta bulunan Kyzikos, “Balkız” olarak da bilinir. Kyzikos’da yer alan tiyatroya ait kalıntılar çeşitli müzelerde sergilenmektedir. Marmara Denizi’ndeki adaların en büyüğü olan Marmara Adası, özellikle yaz aylarında hareketlenir. Denizi, doğası, tarihi kalıntıları ve ada turlarıyla hoş bir seçenek yaratır. Yüzölçümünün yarısı orman alanı olan adanın Aba, Kole, Manastır ve Mestanağa koyları muhteşemdir.

Zeytin dallarıyla mavinin birleştiği noktadaki Mudanya, yeşil Mudanya Dağları’nın eteklerinde yer alır. Kent, geleneksel konut mimarisinin en güzel örneklerini sunar. Eski kent dokusunu koruyan Mudanya, Bizans etkilerini bünyesinde taşımaktadır. Bizans Kilisesi ve Takyari Kilisesi’nin yer aldığı belde, kagir evleri ve tarihi dokusu ile ilgi çekici bir yöredir. Bölgede yer alan Gönen Kaplıcaları ve Yalova’daki Termal şifalı suları termal turizmin bölgedeki önemli merkezlerini oluşturur.



Mutlaka görülmeli


Gemlik kaplıcaları, Kumla, Nikaia (İznik), Miletopolis (Karacabey), Mirlea (Mudanya), Ayasofya, Yıldırım, Yeşil, Hüdavendigar, Muradiye Camileri, İznik Müzesi, Mudanya Mütareke Evi, Yıldırım Bedesteni, Erdek, Kyzikos, Manyas Kuş Cenneti, Marmara Adası.
 

700 yıllık Bir Türk Köyü: Cumalıkızık

Bursa’nın 10 km. doğusunda Uludağ yamaçlarına yaslanan Cumalıkızık, Osmanlı dokusunu günümüze kadar koruyan, Osmanlıların Bursa’ya yerleşirken kurdukları ilk köylerden biri. 700 yıllık tarihi ile geçmişten bugüne yansıyan Cumalıkızık’ta koruma ve restorasyon çalışmaları sürmekte. Halen köyde evlerin önemli bir bölümü kullanılıyor.

 
255 Tür Kuş...

Manyas Kuş Cenneti, Bandırma’ya 18 km. uzaklıkta yer alır. Karabatak, balıkçıl, çeltikçi, sazbülbülü ve ördek başta olmak üzere 255 kuş türünü barındıran Manyas Kuş Cenneti’ne yılda 2-3 milyon kuş uğramaktadır. Sığ bir göl olan Manyas’ın Kuş Cenneti bölümü zengin bitki örtüsüne sahiptir. Bir kilometre uzaklıktaki Sığırcıatik köyü, ornitoloji meraklılarına konaklama olanakları sağlamaktadır.

 
©2001 Türkiye Otel ve Tatil Rehberi Yayın Grubunun Tescilli Markasıdır