Turizm Bakanlığı’nın 31.12.1999 yılı istatistiklerine göre Güney Ege bölgesi yatırım ve işletme belgeli 851 tesise, 141.190 yatağa sahip bulunuyor. Türkiye’nin her yıl ortalama 25 bin yatak devreye soktuğu düşünülürse Akdeniz Çanağı’nda Türkiye’nin pazar payı ciddi oranda artacak demektir. Bu öngörüler gerçekleşirse Türkiye’nin önemli turizm taleplerinden biri de Ege Bölgesi’nde yaşanacak turizm hareketleri ile sağlanacak.
Bu hareketliliği sağlayacak olan Ege’de turizmin çeşitlenmesine olanak sağlayacak olan coğrafyası en kolay pazarlanabilir talebi yaratıyor. Akdeniz’in Ege ile birleştiği en güzel koylar Fethiye’de şekillenir. Tarihteki adıyla Termessos ve adı gibi sakin ve sessiz bir koy olan Ölüdeniz muhteşem bir coğrafya sergiler. Deniz turizmi sektörü, Akdeniz’den başlayarak özellikle Ege kıyılarında hayat bulmaktadır. Türkiye’ye her yıl 2 milyon dolar civarında döviz kazandıran deniz turizmi, gittikçe büyüyen önemli bir pazardır. Ege bölgesi yatçıların her gece değişik ve özel demir atacakları koy, körfez ve plajlarla doludur. Ülkemiz 5000 civarında yata sahipken, içinde bulunduğumuz Akdeniz çanağında 250-300 bin yat bulunmakta ve marina kapasitesi her yıl % 10 civarında artmaktadır.
Avrupalı yatçıların hedef ülkeleri arasında İspanya, Fransa, İtalya, Slovenya, Hırvatistan, Yunanistan ile birlikte Türkiye’de bulunmaktadır. Fethiye’den başlayan rota Göcek, Marmaris, Bozburun, Datça, Bodrum ve Kuşadası’na doğru devam eder.Bölgede yer alan tüm marinaların şehir havaalanları ile bağlantı kurabilmesi hareketliliği kolaylaştırmaktadır.
Marmaris, su sporları ve yatçılık için ideal merkezlerden biridir. Ege sahillerinin Mavi Yolculuk için Bodrum’dan sonra ikinci başlangıç noktası olma özelliğini taşır. Marmaris marinası Güney Ege’nin en büyük ve en modern marinasıdır. Ünlü Kleopatra plajı, altın sarısı kumu ve mavinin her tonunun buluştuğu denizi ile görülmeye değerdir.
Marmaris, aynı zamanda hemen karşısında yer alan Rodos’a arabalı vapurlarla ulaşım olanağı taşır. Coğrafya bilgini Strabon’un “Tanrı çok sevdiği kulunu uzun ömürlü olması için Datça’ya gönderir” diye tanımladığı, Gökova Koyu ile Akdeniz arasında sınır oluşturan Datça yarımadasının yarısı Akdeniz’e yarısı Ege’ye bakmaktadır. Eski adıyla Knidos, adeta bir oksijen çadırıdır. Bodrum, Heredot’un deyimi ile “Dünyanın en güzel gökyüzüne ve en iyi iklimine sahip”tir. Ege kıyıları boyunca körfezler ve yarımadalar, koylar ve altın plajlar peş peşe sıralanır. Yüzyıllar boyunca sayısız mitolojik olaylarla iç içe yaşamış bu bölge, adım başına tiyatrolar, tapınaklar ve agoraları ile ünlü antik kentlerin diyarıdır.
Bodrum’un girişinde Rodos Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş orta çağa ait bir kale bulunur. Bodrum, Türkiye’nin en özgün turizm merkezlerinden biridir. Yat turizmine olanak veren kıyıları ile de bütün Ege ve Akdeniz sahilinde olduğu gibi yatçılar için son derece cazip olanaklar taşır. Turgutreis, Gümüşlük ve Yalıkavak su sporları için ideal bir merkez konumundadırlar. Bodrum’un vazgeçilmez bir özelliği de Mavi Yolculuklara olanak vermesidir. Kruvaziyerlerle ya da daha mütevazi gulet teknelerle yapılan Mavi Yolculuklar Ege’nin dantel gibi kıyılarında gerçekleşmektedir.
Kos Adası’na gerçekleştirilen gemi turu bölgenin bir başka ilginç özelliğidir. Bodrum’a 30 km. uzaklıktaki Imsık Havaalanı ve 200 km. uzaklıktaki Uluslararası Dalaman Havaalanı bölgeyi uluslararası trafiğe açmaktadır. Güney Ege’de dünya turizm trendlerinin önemli kriterlerinden biri haline gelen bozulmamış ve temiz doğa anlamını taşıyan mavi bayraklı plajlar da önemli bir pazar oluşturmaktadır. Adını doğal kanallar üzerinde yüzyıllardır yapılan dalyan balıkçılığından almış olan Dalyan, Kaunos antik kentinin yanı sıra soyu tükenmekte olan Caretta Caretta kaplumbağalarının rastlandığı son kumsallardan biri olan doğal İztuzu kumsallarıyla da dikkat çekicidir. Batılıların belki de Türkiye’de ilk keşfettikleri tatil yöresi olan Kuşadası ya da diğer adıyla Güvercinada, Türkiye’nin Cote D’azur’u olarak tanınırdı. Selçuk, Efes, Meryem Ana gibi dinsel ve kültürel merkezlere yakın olması bu sevimli beldeyi Türkiye’nin turizm sayesinde ilk döviz girdisi sağlayan ilçesi haline getirdi. Bugün de popülerliğini sürdüren Kuşadası; marinası ile de Türkiye’nin önemli deniz giriş kapılarından birini oluşturmaktadır. Eğlence ve alışveriş olanaklarının canlı olduğu bölge kruvaziyer turizminin Türkiye’deki önemli limanlarından biri halini almıştır.
Güney Ege; zengin doğası sayesinde dalma, sörf, yelken, su paraşütü, su kayağı ayrıca zıpkınla dalarak ya da kıyıdan- tekneden olta balıkçılığına olanak vermekte, çeşitli kaplıcaları ile termal turizmine, bir açıkhava müzesi niteliğindeki tarihi kalıntıları ile kültür turizmine, çeşitli dinlerin kutsal yapıları ile inanç turizmine, modern tesisleri ile kongre turizmine, doğal yapısının çeşitililiği ile turizm amaçlı sportif faaliyetlere ve eko turizme de olanak sağlamakta, on iki ay dört mevsime yayılan turizm çeşitliliği için gerekli zemini yaratmaktadır.
|
|
Sualtı Cenneti
|

Bölgede dünya kültür mirası
içinde önem arz eden bir başka
olgu da sualtı arkeolojik kazılarının
Ege ve Akdeniz kıyılarında yoğunlaşmasıdır. Bu alanda Bodrum Müzesi dünyanın en önemli sualtı müzesi olmuş, Bodrum sualtı arkeolojisinin odak noktası haline gelmiştir. Bölgede yirmi yıldır sürdürülen çalışmalar sonucu yüzün üzerinde batık alanları tespit edilmiştir. Bölgede sualtı çalışmaları halen devam etmektedir.
|
Bulutlarda Yürümek...
|

Pamukkale (Hierapolis) dünyada bir eşi ve benzeri bulunmayan, göz kamaştıran beyazlığı ve taşlanmış kaleleri ile sıradışı bir doğa harikasıdır. Platonun kenarlarından akan kalkerli tuz ile yüklü termal suları sarkıtları, şelaleleri ve havuzları oluşturmuştur. Bu şifalı sıcak sular Roma döneminden beri terapide kullanılmıştır. Bu muhteşem görüntülü kalsiyum oksitli ırmakların tortuları ile oluşan traverten dalgaları, turistler için ciddi bir çekim merkezi halindedir. Çevresindeki kaplıca otelleri ve antik kent Aphrodisias ve Colossea’nin kalıntıları ile çok özgün bir coğrafya oluşturan Pamukkale, Hierapolis St. Philippe Martyium Kilisesi, Hierapolis Büyük Kilise, Sütunlu Kilise ile termal turizmin yanı sıra inanç turizminde de önemli bir talep yaratmaktadır. |
Mutlaka görülmeli
|

Halikarnas, St. Peter Kalesi, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, Mozole, Amfitiyatro, Gökova Körfezi, Knidos, Köyceğiz, Dalyan, Kaunos, İztuzu, Milet, Didyma, Priene, Colossae,
Apollo Tapınağı, Athena Tapınağı, Hierapolis, Aphrodisias, Ölüdeniz, Labranda, Letoon, Pınara, Telmessos, Tlos, Marmaris Müzesi, Fethiye Müzesii
|
Mavi Yolculuk
|

Bodrum’la Demre arasındaki Ege ve Akdeniz koyları, mavi yolculuk güzergahının ağırlıklı bölümünü oluşturur. Mavi yolculuk, genellikle 20-25 metrelik ahşap teknelerle yapılır ve bu teknelerde uygun havalarda yelken kullanılsa da genellikle motor gücüyle seyredilir. Genellikle uygulanan Bodrum çıkışlı turlarda iki güzergah uygulanır. Bir tanesi Gökova Körfezi, diğeri ise Güllük Körfezi’ni kapsar. Güllük (Mandalya) Körfezi yönünde Didim, Milet, Priene, Iasos gibi antik kentleri ziyaret etmek mümkündür. Marmaris çıkışlı turlar ise Hisarönü ve Sömbeki körfezleriyle Datça yarımadasını ya da Fethiye Körfezini kapsar. Fethiye Körfezine yönelik turun bir günü Dalyan’ı ve antik Caunos kentine ayrılır.
|
2500 Yıl Önce...
|

Antik Didyma kentinin sahilinde Altınkum denilen adına yakışır bir doğal güzellik sunan Didim, kültür meraklıları için son derece çekici bir bölge oluşturur. Antik Çağ’ın üç büyük kenti; Didyma, Priene ve Miletos ile Athena ve Apollo Tapınağı, eski tiyatro ve ilk kent planlamacısı Hippodamos’un 2500 yıl önce tasarladığı kentin evleri özellikle ilgi çekicidir. |
|
|