Bodrum tarih boyu bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış. Bodrum'un tarihi, arkeolojik bulgulardan da anlaşılacağı gibi beş bin yıl öncesine kadar dayanıyor.
Çağlar boyunca Ege adalarından gelenlerin sayısız istilasına uğrayan Bodrum, Akdeniz'de hakimiyet kurmak isteyenler için önemli bir merkez olmuş. Bölge, antik çağda Karya adını almış. Yerli halkının Karlar ve Lelegler olduğu biliniyor. Tarihin ilk kadın amirali olan I. Artemisia tarafından yönetilen Halikarnassos ise (Bodrum) Karya'nın önemli şehirlerinden birisiydi. Ardından gelen yıllar Bodrum'un Perslerin, Makedon'ların, Roma İmparatorluğunun ve Bizans'ın egemenliği altına girmesiyle devam etmiş. Bizans, 1071 yılında Selçuklu Sultanı Alparslan'dan büyük bir darbe yiyerek Anadolu üzerindeki tüm hakimiyetini kaybetmiş. Kayı boylarından Menteşe Bey hakimiyetini resmileştirdikten hemen sonra bölgenin merkezine daha güvenli olması bakımından Milas ve Beçin'e taşımış. Osmanlı Devletinde 1402'den sonra taht kavgaları başlamış ve Anadolu beylikleri yeniden bağımsızlıklarını ilan etmişler. On yıl kadar süren bu çalkantılı dönem I. Mehmed'in Osmanlı'yı yeniden tek bir idare altında toplamaya başlamasıyla son bulmuş. Menteşe Beyliği de bir Osmanlı sancağı konumuna getirmiş. Ancak Halikarnassos hala Rodos şövalyelerinin elindeymiş. Akdeniz'i bir Türk gölü haline getiren Kanuni Sultan Süleyman 1522 yılında düzenlediği bir seferle Rodos ve Halikarnassos'u Osmanlı topraklarına katmış. Böylece Halikarnassos beş bin yıllık çalkantılı bir serüvenin son durağına gelmiş ve Ege'nin incisi, tatil cenneti Bodrum olmuş.